1.Anında Paylaşım İçin: Canlı Yayınlar
Eskiden yaşadığımız tüm duyguların yazı ile ifade edilmesinin daha değerli, daha kalıcı olduğunu düşünürdük, ta ki teknolojiyle haşır neşir olana kadar. Son dönemlerde kitleleri etkileyen kişiler, markalar, sosyal medya platformlarında ‘live streaming’ destekli uygulamaları kullanarak oturtmak istedikleri “izle ve geç” konseptini aşağıdaki mecraların özelliklerini kullanarak içeriklerin hızlı tüketilmesini sağlıyorlar. Facebook’un canlı video yayınlaması sayesinde, ardından Twitter’ın video içerikleriyle ilgili yapmış olduğu düzenlemelerle, Instagram’ın paylaşılan video süresini uzatması ve kullanıcıların daha sık, prodüksiyonsuz sadece yayılma amaçlı video paylaşımları artık tek bir tuşa basmakla mümkün ve kolay hale getirmesiyle tüm bu mecralarda paylaşım çılgınlığı yaşanıyor. 2017 yılına damga vurması beklenen canlı yayınlar, markaların yeni paylaşım stratejilerini süsleyecek gibi…
2.Sosyal Medyada Süreli İçerik Paylaşımı
Snapchat sayesinde hayatımızın içinde olan süreli paylaşımlar; her türlü çılgınlığımızı en fazla 24 saat sürdürebileceğimiz ve de sadece bir kez gösteriliyor olmasıyla, görünürlüğümüzün kayıtlı kalmayacağını bilmemiz sıradan sosyal medya içerik paylaşımlarımızı hayli renklendirmiş oldu. Ardından en sık kullandığımız diğer bir sosyal mecra olan Instagram bu alanın gücünü fark edip, Instagram Stories ile daha kolay, daha hızlı, daha hareketli bir ara yüz ile kendini dijital pazarlama kampanyalarına dahil ederek, bu pastadan güzelce bir pay alarak kendisini güncellemiş oldu.
3.Mobil Mesajlaşma Uygulamaları
Çocukluğumuzun MIRC’ı akıllı telefon ve uygulamalar sayesinde her daim yanımızda… Whatsapp ve Facebook Messenger, Snapchat hatta oynadığımız uygulama oyunlar içerisinde mesajlaşma özellikleri bile mevcut. Bu uygulamaların tümünün yükselişinin 2017 yılında da süreceği ve de reklam alanlarıyla, uygulama sayılarının artacağı hayli konuşulmakta… Hele şu an Whatsapp’ın görüntülü konuşma uygulaması son dönemlerin en çok konuşulan trendleri arasında yer alıyor.
4.Sanal Gerçeklik (VR)
Hayal edemeyeceğimiz gerçekliğin en çok kullanıldığı alan bilgisayar oyunları iken, sinemada ve hologram teknolojisiyle oluşturulan yeni olgularla farklı bir boyuta geçiş sağlanmış oldu. Özellikle dünyadaki büyük markaların, sanal gerçeklikle kurgulanmış olan reklam kampanyalarıyla, müşterilerine sundukları deneyimleri önceden gösterebiliyor olmak, hissedilmesi ve bu sayede marka ve müşteri arasında güçlü bağların kurulması hep bu amaçla sağlanan yeni olgular doğrultusunda sanal gerçeklik kavramı hayatımızın içinde yer almaya başladı. Daha da genele yayılacak olan sanal gerçeklikle, markaların müşteri deneyimlerine yönelik yepyeni mecralara yelken açacağına kesin gözle bakılıyor.
5.Fijital Pazarlama
Bundan önce bahsettiğim trendlerin birçoğuna aşınaydık. Fakat ‘Fijital Pazarlama’ kavramı tüm dünyada dahi yeni yeni olgunlaşmaya başlamışken; Türkiye’deyse yaklaşık iki yıldır konuşulmakta… Fijital kavramı, dijital ile fiziksel deneyimlerin, harmanlanarak tüketiciyi en doğru sürece, ölçümleyerek ulaştırmak. Günlük hayatımızda kullanabileceğimiz en iyi örnek, mağaza içerisinde dolaşırken beğendiğimiz, denediğimiz bir ürünü, henüz mağazadan çıkmadan, internet üzerinden üç boyutlu yazıcılar ve cep telefonlarımız aracılığıyla ödemesini gerçekleştirebilirsiniz. Türkiye’de kullanımı yaygın olan Fijital uygulamasına iki güzel örnek; BiTaksi ve Getir. Bu uygulamalarla, fiziksel olarak yaptığımız davranışlarımız dijitalde yer bulmuş oluyor ve günlük hayatımızı kolaylaştırıyor.
Tüm bu gelişmeler kapsamında yine Bill Gates’in dediği gibi ‘‘İçerik Kraldır’’. 2017 yılıyla ilgili öngörüler arasında halen dijital trendlerde içerik en önemli unsur olacağı belirtiliyor. Sizlerin de her daim dijital dünyada paylaşmanız gereken bol içeriklerinizin olması dileğiyle…